ABD Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne Yönelik Silah Ambargosunu Kaldırdı
September 5, 2020DIŞ POLİTİKA ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’i arayarak GKRY’ye 33 yıldır u
DIŞ POLİTİKA
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’i arayarak GKRY’ye 33 yıldır uygulanan silah ambargosunun kaldırıldığını kendisine bildirdi. Pompeo ise yaptığı paylaşımda 'Kıbrıs Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz'de önemli bir ortaktır. Güvenlik iş birliğimizi derinleştirdiğimizi duyurmaktan memnuniyet duyuyorum. Önümüzdeki mali yıl için ölümcül olmayan savunma malzemeleri ve hizmetlerinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ne satışına getirilen kısıtlamalardan feragat edeceğiz.'' ifadelerini kullandı. Twitter’dan yaptığı paylaşımda Anastasiades, ambargonun kaldırılmasını Türkiye'nin saldırgan davranışları nedeniyle bölgedeki gerilimi azaltacak; Kıbrıs ve ABD arasındaki ikili güvenlik ilişkisini daha da güçlendiren olumlu bir gelişme olarak nitelendirdi. Ayrıca Maraş’ın yeniden açılmasına yönelik Türk tehditleri ve Kıbrıs Sorunu ile ilgili müzakere sürecini sürdürme çabalarının yeniden altını çizdiğini belirterek konuya dikkat çekti.
Uzmanlar, ABD’nin Yunanistan ve Türkiye arasındaki anlaşmazlıkta tarafsız bir şekilde arabulucu rolünde olması gerektiğini vurguluyor. ABD yönetiminin GKRY’ye yönelik ambargoyu kısmen kaldırması ile bu hedeften uzaklaştığını belirtiliyor. Kimilerine göre ABD’nin bu hedeften uzaklaşmasının sebeplerinden biri Türkiye’nin Washington DC’deki popülaritesinin azalması. ABD'yi Türkiye aleyhinde harekete geçiren faktörün Rusya ile rekabet sağlayıp ada üzerinde etki yaratmak olduğu ifade ediliyor.
Bloomberg’de Emekli Oramiral James Stavridis, kaleme aldığı yazıda Doğu Akdeniz’in İsrail’in komşuları ile savaştığı yıllarda bile bu kadar istikrarsız olmadığına değindi. Bu istikrarsızlığın üç temel sebebi bulunuyor. Bunlardan birincisi bölgede bulunan petrol ve doğalgaz rezervleri. Bölgedeki ülkeler, Türkiye’yi bu kaynaklardan faydalanabilmesini sağlayacak anlaşmaların dışında tuttu. Bunun sonucunda Türkiye, Akdeniz’de keşfe çıkan Oruç Reis’e eşlik etmesi için donanmasını getiriyor. İstikrarsızlığın ikinci sebebi Doğu Akdeniz’in Libya’daki savaşta taraflara silah yardımı sağlayan Türk ve Rus savaş gemileri için transit konumunda olması. Buna karşılık Avrupa Birliği, Libya’ya yönelik silah ambargosunu uygulamaya çalışıyor. Bu süreçte Fransız ve Türk savaş gemileri karşı karşıya geldi ve bu gemiler birbirlerine neredeyse ateş açıyordu. İstikrarsızlığın üçüncü nedeni ise Yunanistan ve Türkiye arasındaki karasuları anlaşmazlığı. Yunanistan karasularını genişletmek isterken Türkiye bu isteği savaş sebebi olarak görüyor.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı iyi tanıdığını belirten Stavridis, Akar’ın barışı sağlayabilecek bir lider olduğunu belirtti. Fakat içinde bulunduğumuz durumda kimse müzakereye yanaşmaya hevesli değil. Doğu Akdeniz’de çizilen senaryoların çoğunluğu Rusya’ya yarıyor. Tarihte Yunanistan ve Türkiye genel olarak anlaşamasa da iki ülke arasında gerginlik bu safhaya gelmemiş, bir diğer NATO ülkesi olan Fransa ise bu gerginliğin tarafı olmamıştı. Almanya arabulucu olmaya çalışsa da bu konuda başarılı olduğu söylenemez. NATO içerisindeki anlaşmazlık, Türkiye’yi Rusya ile çalışmaya itiyor.
Trump yönetiminin Afganistan’dan ve Suriye’den olduğu gibi Irak’tan da askerlerini çekmeyi planladığını duyurması, Avrupa ve Orta Doğu’da Akdeniz’deki gerilimin daha da artacağı beklentisine yol açıyor. ABD’nin Türkiye ile Yunanistan-Fransa-Kıbrıs üçlüsü arasında çekilmek yerine arabulucu olması gerekiyor. Pompeo’nun bu hafta "herkesi gerilimi azaltmaya ve diplomatik müzakerelere başlamaya çağırıyoruz" ifadesi arabulucuk rolünü oynamak için atılan ilk adım. Trump yönetiminin, S-400 konusuna çözüm üretmesi ve ayrıca Kıbrıs Adası’nda geçmişten günümüze gelen sorunların çözümü için Türk askeri varlığının hakim olduğu bölgelerde Türkiye ile perde arkasında işbirliği yapması gerekiyor. NATO savaş gemilerinin birbirlerine ateş açması hayal edilemeyecek kadar kötü sonuçlar doğurabilir. Dünya’nın denizcilikte önde gelen sıcak bölgesi olarak bilinen Güney Çin Denizi ve Basra Körfezi yerini Doğu Akdeniz’e bırakıyor.
Atlantic Council’de Damon Wilson tarafından kaleme alınan analizde ABD’nin 1 Eylül 2020 tarihinde GKRY’ye yönelik ambargoyu kaldırma kararının ABD’nin çıkarları ile örtüşüp örtüşmeyeceği tartışıldı. Yazıda ABD’nin bölgede stratejik ortaklara ihtiyacı olduğu ve bu ortaklık için hem demokratik bir AB üyesi olması hem de Suriye’ye yakınlığı sebebiyle GKRY’nin öne çıktığı ifade edildi. 2013 yılında ABD ile çok daha yakın bir ilişki kurma taahhüdü ve NATO ile daha güçlü bağlar kurma arzusuyla seçilen GKRY Başkanı Nicos Anastasiades’in günümüzde ABD’ye yakın bir çizgi izlediği belirtildi.
Analizde bazı medya kuruluşlarının "anlaşmanın Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimi arttıracağı" yönündeki yorumları üzerine ABD’li bir yetkili "anlaşmanın Türkiye ile alakalı" olmadığını "bölgedeki yasadışı olayları azaltmak, gözetimi arttırmak ve Rus etkisinden korumak" amaçlı olduğunu söyledi. Ambargoyu kaldırma kararının Atina ve Ankara’nın deniz yetki alanları hakkındaki tartışmaları ve Türkiye’nin Kıbrıs kıyılarındaki hidrokarbon arama çalışmalarının sürdüğü esnada gelmesine rağmen Trump yönetiminin Türkiye-Yunanistan konusundaki pozisyonunda değişiklik olmadığı savunuluyor.
ABD’nin GKRY ile yakın ilişki kurması Obama yönetimine dayanıyor. Başkan Yardımcısı Joe Biden GKRY ile stratejik ortaklık kurulması fikrini destekliyordu. Trump yönetiminde görev almış eski Dışişleri Bakanı Yardımcı Asistanı Wess Mitchell, GKRY Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides ile güvenlik iş birliği anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, yukarıda adı geçen yasal düzenlemenin yapılmasında önemli rol oynadı.
GKRY’ye yönelik ambargonun kaldırılması kararının zamanlamasının problemli olduğu belirtiliyor. ABD’li yetkililerin Damon Wilson’a aktardığına göre ABD yönetimi uzun süredir ambargoyu kaldırmayı düşünmesine rağmen uygun zamanın gelmesini bekliyordu. Yetkililer, bölgedeki dinamikler değerlendirildiğinde uygun zamanın yakın gelecekte gelmeyeceği kanaatine vararak ambargoyu kaldırma kararını almış. Nitekim Türkiye’nin önümüzdeki 90 gün boyunca Kıbrıs’ta deniz taraması yapacağını duyurması bölgede gerilimin devam edeceğini gösteriyor.
ABD tarafından Uluslararası Silah Ticareti Düzenlemeleri (ITAR) uyarınca Kıbrıs’a silah ambargosu getirilmişti. Geçtiğimiz Aralık ayında Kongre, adaya ilişkin uygulanan ambargonun son bulmasını öngören yasal düzenlemeyi kabul etmişti. Bu düzenleme, 1 Eylül 2020 tarihinde Trump yönetimi tarafından GKRY’ye uygulanan ambargonun kaldırılması kararının yasal zeminini oluşturuyor. Trump yönetiminin ambargoyu kaldırma kararı ile Uluslararası Silah Ticareti Düzenlemelerine (ITAR) bir istisna tanınacak.