Biden, Trump Yönetiminin Kararlarını Tersine Çeviren 17 Kararname İmzaladı
January 22, 2021ABD Başkanı Joe Biden, göreve gelir gelmez Trump’ın Müslüman ülkelere seyahat yasağının da aralarında bulunduğu tartışmalı bazı pol
ABD Başkanı Joe Biden, göreve gelir gelmez Trump’ın Müslüman ülkelere seyahat yasağının da aralarında bulunduğu tartışmalı bazı politikalarını tersine çevirecek 17 kararnameye imza attı. Biden, yemin töreninin bitmesinin ardından Beyaz Saray'a giderek Trump döneminde alınan tartışmalı kararları geri çevirmeye yönelik kararnameleri imzaladı. Biden'ın Basın Sekreteri Jen Psaki, düzenlediği ilk basın toplantısında pandemi, ekonomi, iklim değişiklik ve etnik eşitsizlik gibi sorunlarla mücadele etmek için Biden'ın Oval Ofis'te başkanlık kararnamelerini imzalayacağını açıklamıştı. İmzalanan kararnamelerde dış politikayı ilgilendiren hususlar arasında Paris İklim Anlaşması'na yeniden dahil olma ve Dünya Sağlık Örgütü’ne geri dönülmesi konuları ön plana çıkıyor.
Başkan Biden’ın gündeminin ilk sıralarında, Trump'ın son dört yıldır zayıflatmak ya da çözmek için uğraştığı kuruluşlara, ittifaklara ve anlaşmalara yeniden katılmak olacağı seçim kampanyası sürecinde yapmış olduğu açıklamalardan biliniyordu. Biden küresel kuruluşlar ve çok taraflı çabalarla ilgili düşüncelerini açıklarken Trump yönetiminin Amerika'yı Paris İklim Anlaşması'ndan çıkartması ve Dünya Sağlık Örgütü fonlarını kesmesini eleştiriyordu. Obama döneminde Başkan Yardımcısı olduğu sırada Paris İklim Anlaşması'nı destekleyen bir kişi olarak, başkan olduğu takdirde Amerika'nın anlaşmaya yeniden katılacağının sözünü veren Biden, Başkanlık görevine başlar başlamaz imzaladığı bukararname ile AB’nin “2050 yılına kadar sıfır karbon salınımı hedefini tutturma” planına geri dönüyor.
ABD Eski Başkanı Donald Trump, 2016 başkanlık seçimi kampanyası süresince başkan olduktan sonra 100 gün içinde ülkenin kömür endüstrisini geliştirmek adına anlaşmadan çekileceği vaadinde bulunmuştu. Anlaşmanın, “iklim değişikliğiyle mücadeleyi değil, diğer ülkelere ABD'ye karşı ekonomik avantaj kazandırmayı amaçladığını” savunan Trump, anlaşmanın 2040 yılına kadar Amerikan ekonomisinde 3 trilyon dolar ve 6,5 milyon istihdam kaybına yol açacağını iddia ediyordu. Trump'ın ilk kez 2017'de açıkladığı Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararıyla ilgili 4 Kasım 2019'da yaptığı resmi başvuru, tam bir yıl sonra 4 Kasım 2020’de yürürlüğe girmişti. ABD, anlaşmayı imzalayan 197 ülke içinde resmi olarak çekilen ilk ülke olmuştu. Böylece Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük sera gazı salıcısı ülke olan ABD küresel iklim değişikliğiyle mücadele paktının dışına çıkmıştı. ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan ayrılması Demokratlar ve çevreciler tarafından eleştirilirken, Cumhuriyetçiler tarafından olumlu karşılanmıştı.
Biden yönetiminin acil olarak ilgilenmeye başladığı bir diğer konu da Kovid-19 ile küresel ortak mücadele oldu. Pandemiyle mücadelede Trump’ın politikalarını tersine çevirme sözü veren Joe Biden Dünya Sağlık Örgütü merkezli daha güçlü bir uluslararası işbirliğini savunuyor. Bu çerçevede bir kararnameye imza atan Başkan Joe Biden, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup yollayarak ABD hükümetinin Dünya Sağlık Örgütü’nden çıkma kararını bildirdiği 6 Temmuz 2020 tarihli mektubu geri çektiğini ve ABD’nin Dünya Sağlık Örgütü üyesi olarak kalma niyetinde olduğunu açıkladı. ABD'nin DSÖ üyeliğinden kesin olarak çıkması için bu yöndeki kararın örgüte bildirim tarihi üzerinden 1 yıl geçmesi gerekiyordu.
Eski Başkan Trump, koronavirüs salgını dolayısıyla Dünya Sağlık Örgütü’nü suçlamış, DSÖ’nün Kovid-19 konusunda dünyayı yanılttığını, salgının dünya geneline yayılmasında ciddi sorumluluğunu olduğunu ve "Çin'in tezlerini savunduğunu" ileri sürerek örgüte sağladıkları fonu durdurduğunu açıklamıştı. Örgütün adeta Çin için çalıştığını ileri süren Trump, ABD, DSÖ'ye yıllık 400 ila 500 milyon dolar arasında bir fon sağlarken Çin’in ise sadece 40 milyon dolar sağladığını söylemişti. Trump, “Çin'in tezlerini savunmakla” ve “Vuhan'da salgının nasıl yayıldığına ilişkin güvenilir bir soruşturma yapmamakla” suçladığı DSÖ için, “en temel görevini yerine getiremeyen Dünya Sağlık Örgütü sorumlu tutulmalıdır” demişti.