İÇ POLİTİKA

Polisin aşırı güç kullanmasını protesto eden halk, şehirleri yağmalayama başladı. Bu durum polis tarafından vurulan Jacob Blake’in ailesi de dahil olmak üzere birçoklarını rahatsız ediyor. Kenosha polisi 24-30 Ağustos tarihleri arasında 175 kişinin gözaltına alındığını ve bu kişilerin çoğunluğunun Kenosha dışından geldiğini ifade etti. Kenosha polisi gözaltına aldığı şahısların arabalarında yaptığı aramalarda bu kişilerin protestolara yağmalama amacıyla katıldığı görülüyor. Halkın protestolara verdiği destek düşüyor. Yakın zamanda POLITICO/Morning Consult tarafından yapılan bir ankete göre Haziran ayından itibaren Black Lives Matters hareketini onaylayanların oranı yüzde dokuz düşmüş durumda. Bu süreçte medyanın şiddeti göz ardı eden tavırları eleştiriliyor. Bir yayında arka planda yanan araba olmasına rağmen CNN’nin hala “kızgın ama çoğunlukla barışçıl protestolar” olarak alt bilgi vermesi medyanın çelişkili davranışını özetliyor. 

Wisconsin eyaletinin Kenosha şehrinde şiddet eylemleri arttıktan sonra başkan adayları dikkatini bu şehre vermeye başladı. Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden, haftanın ilk günlerinde Pennsylvania eyaletinin Pittsburgh şehrinde yaptığı konuşmada Kenosha’daki şiddeti kınadı. Şiddetin ve yağmalamanın protesto olmadığının altını çizen Biden, Başkan Trump’ın tavrının protestoları artırdığını iddia etti. Biden’ın şiddeti kınamasına rağmen şiddete karşı sarf ettiği sözlerin çok sığ olduğu belirtiliyor. Biden’ın şiddete karşı mesafeli koymak için bir fırsat yakaladığı, fakat bu fırsatı iyi değerlendiremediği söyleniyor. Genel olarak Demokrat Parti’nin şiddet olayları ile arasına mesafe koyamadığı ifade ediliyor. 

Biden’ın geçtiğimiz hafta Senatör Paul’un taciz edilmesine ilişkin de etkili bir açıklama yapmadığı hatırlatılıyor. Geçtiğimiz hafta yapılan Cumhuriyetçi Parti kurultayı sonrasında Senatör Rand Paul, protestocular tarafından taciz edilmiş ve etrafı sarılmıştı. Polis eşliğinde oteline giden Paul’un kendisine ve eşine herhangi bir zarar verilmese de Paul ve eşi zor anlar yaşamıştı. Senatör Paul, daha sonra Fox News kanalında verdiği bir röportajda Biden’ın kendisinin protestocular tarafından sıkıştırılmasına sessiz kaldığını vurgulayarak Biden’ı eleştirmişti. 

Biden başkanlık kampanyasında izlediği stratejiyi devam ettiriyor, genel olarak tartışmalı konularda fazla konuşmuyor ve rakibi Trump’ın konuşmasına izin veriyor. Bu şekilde rakibinin fazla konuşarak hata yapmasını bekliyor. Göndereceği mesajı kampanya reklamları aracılığıyla ileten Biden, Pittsburgh’da yaptığı konuşmadan bir kesiti alarak kampanya reklamlarına koydu. Uzmanlar, Biden’ın Kenosha’daki şiddete ilişkin daha net bir açıklama yapmasını ve bu açıklamanın kampanya reklamları dışında daha samimi bir ortamda yapılmasını öneriyor. 

Bu eleştiriler sonrasında 3 Eylül Perşembe günü Kenosha’ya giden Joe Biden, şiddeti kınamayı ihmal etmedi. Biden, Kenosha’da yaptığı ziyaretlerde kendisini bir umut ışığı olarak göstermeye çalıştı. Trump’ın daha önce sarf ettiği sözleri eleştiren Biden, Trump’ın ‘hukuk ve nizam’ çağrısının destekçisinin azaldığını iddia etti. Biden ayrıca, Kenosha’da Black Lives Matters hareketinden Porsche Bennett ile görüştü. Bennett, bu görüşmesinde protestocular ile yağmacılar arasındaki sınırın iyi bir şekilde çizilmesi çağrısında bulundu. Bu hafta yapılan anketlere göre başkanlık yarışını Biden, 8 puan önde götürüyor.  

Trump iki kişinin öldürüldüğü Kenosha’ya ziyarette bulundu. Trump, Kenosha’da 17 yaşındaki bir gencin iki protestocuyu öldürmesini kınamayı reddederken, polis tarafından vurularak felç bırakılan Jacob Blake’in ailesini de ziyaret etmedi. Çarşamba günü Kenosha’ya giden Başkan Trump, yaptığı konuşmada protestoların barışçıl olmadığını ifade etti. Trump, işyerlerine yapılan saldırıları ‘terör’ saldırısı olarak nitelendirdi. Ayrıca, Beyaz Saray Basın Sekreteri Kayleigh McEnany tarafından yapılan açıklamada Trump’ın İsyan Yasası’nı işletmek istemediği belirtiliyor.  1807'de çıkarılan İsyan Yasası kapsamındaki Başkan’ın eyaletlerde askeri güç kullanma yetkisi bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda Floyd protestoları sonrasında bu yasanın işletilmesi gündeme gelmişti. 

Trump, Pazartesi günü Biden’ın açıklamasına tepki gösterdi ve Biden’ın şiddete yol açan protestoculardan çok polisi suçladığını öne sürdü. Trump, yaptığı açıklamada yerel yönetimlerin şiddete karşı yetersiz kaldığı ve federal hükümetin yardıma hazır olduğu mesajını vermek istedi. Şiddetin görüldüğü şehirler Seattle ve Portland gibi progresif Demokrat Parti yönetimlerinin olduğu yerler. Bu şehirlerin yönetimlerinde protestocuları kışkırtan muhafazakar sağcı siyasiler yok. Bu açıdan Biden göreve geldiğinde şiddet içeren protestoların nasıl sonlanacağı sorgulanıyor. 

Ağustos ayının ortasında yapılan bir ankete göre şiddet suçlarının bastırılması, seçmenin oy kullanırken göz önünde bulundurduğu beşinci konu. Şiddetin sonlandırılması meselesi pandemi, Yüksek Mahkeme hakimlerinin atanması, sağlık reformu ve ekonomi gibi meselelerden sonra gelmesine rağmen Biden’ın çokça üzerine durduğu iklim değişikliği, etnik çatışma ve dış politika konularından önce geliyor. Biden’ın bu nedenle hemen Wisconsin eyaletine giderek protestolara ilişkin pozisyonunu daha net açıklaması gerektiği en başından beri ifade ediliyordu. Trump’ın Kenosha ziyaretinden iki gün sonra Biden ve eşi, Kenosha’yı ziyaret etmeye karar verdi. Biden, Kenosha’da polis tarafından vurulan Jacob Blake’in ailesi ile bir araya geldi. Biden’ın şehri ziyaret etme kararında anketlerin rol oynadığı söyleniyor. 

Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi gibi önemli isimler, Biden’ın Joe Biden’ın evinden çıkarak Trump ile tartışmaması gerektiğini düşünüyordu. Zira anketlerde açık ara önde götüren Biden’ın kampanya kapsamında risk almasını istemiyor. Fakat Kenosha’daki yaşanan olaylara karşı Demokrat Parti’nin tutumu değişmeye başlıyor. Şiddetin yeterli bir şekilde kınanmaması parti içerisinde endişeye yol açıyor. Bu nedenle gözlemciler Pelosi’nin Biden’ın Kenosha’ya yaptığı ziyarete ilişkin bir çekincesinin olmadığı düşünülüyor. 

Biden’ın Kenosha’yı ziyaret etmesinin başka bir nedeni de Wisconsin’in başkanlık seçimlerinde mutlaka kazanılması gereken bir eyalet olarak görülmesi. 2016 seçimlerini kaybeden Hillary Clinton, Florida’nın Orlando şehrindeki terör saldırısı nedeniyle Wisconsin ziyaretini iptal etmek zorunda kalmıştı. Clinton’un önemli eyaletlere gitmemesi, ona seçimleri kaybettiren nedenlerin başında sayılıyordu.  

Başkan Trump, protestolara gösterilen desteğin düşüşünü iyi takip ediyor. Anketlerde Biden’ın gerisinde kalan Trump, protestolara ve Black Lives Matter’a yüklenerek aradaki farkı kapatmaya çalışıyor. Trump’ın geçtiğimiz ay görevi bırakan danışmanı Kellyanne Conway, yaşanan kaosun ve anarşinin Trump’ın tekrar seçilme ihtimalini artıracağını dile getirmişti. Fakat Trump’ın “hukuk ve nizam” çağrısının ve protestoları eleştirmesinin siyasi olarak kendisine yarar sağladığı yönünde görüş birliği yok. Yukarıda bahsedilen POLITICO/Morning Consult isimli aynı ankete göre halkın yüzde 47’si Joe Biden’ın güvenliğin sağlaması konusunda daha başarılı olacağını düşünüyor. Buna karşın Trump’ı bu konuda destekleyenler halkın yüzde 39’unu oluşturuyor. Yapılan bu ankette görüldüğü üzere iki aday da yüzde 50 çoğunluğun desteğini alamamış durumda.