ABD Filistin İsrail Sorununda İki Devletli Çözümden Yana Olacak

ABD, Filistin İsrail Sorununda İki Devletli Çözümden Yana Olacak

January 30, 2021

Biden yönetiminin Filistin’le ilişkilerde nasıl bir yaklaşım sergileyeceği şekillenmeye başladı. ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî

 

 
This Article
 

Biden yönetiminin Filistin’le ilişkilerde nasıl bir yaklaşım sergileyeceği şekillenmeye başladı. ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilci Vekili Richard Mills, Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, Başkan Biden'ın Filistin-İsrail çatışmasının çözümüne dair nasıl bir politika izlemeyi düşündüğünü ana hatlarıyla açıkladı. Mills, BM Güvenlik Konseyi'nin internet üzerinden gerçekleştirilen toplantısında yaptığı konuşmada, “Amerika'nın politikası, yeni yönetim idaresinde, iki tarafın da üzerinde anlaşacağı, Filistin devletinin, İsrail ile barış içerisinde yaşadığı iki devletli çözümü desteklemek yönünde olacaktır” ifadelerini kullandı. 

Bu yaklaşımın “ciddi bir baskı altında olduğunu” kabul eden Mills, “Filistinlilerin meşru talepleri olan kendi devletlerini kurma ve saygınlık ve güvenlik içerisinde yaşama arzuları desteklenirken İsrail’in de demokratik bir Yahudi Devleti olarak geleceğinin temin edilmesinde en iyi yolun bu olduğunu” belirtti. Barışın iki tarafa da dayatılamayacağının altını çizen Mills, nihai başarının ancak iki tarafın da rızasının sağlanmasıyla geleceğini, ABD’nin karşılıklı müzakere ve istişarelerle sürdürülebilir bir ilerleme kaydetmeye çalışacağını vurguladı. 

Mills konuşmasının devamında, “İsrail ve Filistin arasında ilişkilerin son derece gergin ve karşılıklı güvenin yok denecek kadar az olmasına rağmen” mevcut durumun BM üyelerini “iki devletli çözüm yolunu izlemekten alı koymaması ve başta Gazze’de yaşanan insani kriz olmak üzere sahadaki şartların iyileştirilmesi yönündeki çalışmalarını aksatmaması gerektiği” konusunda uyardı.

Mills, İsrail hükümetini ve Filistin yönetimini toprak ilhakı, yerleşim birimi kurma, binaların yıkımı, şiddeti kışkırtma ve terör eylemleri nedeniyle hapiste olanlara maaş bağlanması gibi iki devletli çözüm seçeneğini daha da zorlaştıracak tek taraflı adımlar atmaktan kaçınmaya çağırdı.

Mills, Biden yönetiminin, bahsi geçen hedeflere ulaşabilmek için İsraillilerin yanı sıra Filistinlilerle de güvenilir ilişkiler tesis edeceğini ve son dört yılda Filistin halkı ve liderliğiyle bozulan ilişkileri düzelteceğini dile getirerek yeni yönetimin Filistin'e yönelik yardımları yeniden başlatmayı planladığını ve Trump yönetimi tarafından kapanan diplomatik misyonların tekrar açılması konusunda adımların atılacağını duyurdu.

Mills, Filistinlilerle ilişkiler yeniden inşa edilirken, ABD’nin İsrail’e verdiği desteği sürdüreceğini de sözlerine ekledi. İbrahim Mutabakatlarıyla sağlanan Arap devletleriyle İsrail ilişkilerinde yaşanan normalleşme sürecini memnuniyetle karşıladıklarını açıklayan Mills, bu gelişmeleri teşvik edeceklerini ancak normalleşme anlaşmaları ve İsrail-Filistin barışının birbirinin alternatifi olmadığına vurguda bulundu.

Trump yönetimi, ABD’nin yıllardır süren Ortadoğu politikasını tersyüz etmiş Trump'ın damadı ve danışmanı Jared Kushner'ın liderliğinde yürütülen “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırılan girişimlerle İsrail odaklı bir siyaset izlemişti. Bölgedeki diğer Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi üzerinde yoğunlaşarak Filistin sorunu ikincil plana itilmişti. Eski Başkan Trump, ABD’nin BM bünyesinde 1949’da kurulmuş olan UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı) aracılığıyla Gazze ve Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler için her yıl yapmış olduğu 200 milyon doları aşan mali yardımı kestiğini ilân etmişti. 

Trump, Filistinlilerin İsrail'le müzakerelere başlamak için adım atmadıkları gerekçesiyle Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Washington'daki bürosunu da kapattırmıştı. Trump yönetiminin ABD'nin İsrail'deki büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıması ve dönemin Dışişleri Bakanı Pompeo’nun İsrail’in işgal ettiği Batı Şeria’da kurulu yasadışı Yahudi yerleşim yerlerine ve Golan Tepeleri’ne ziyarette bulunması gibi olaylar Filistinlilerin ve dünya kamuoyunun tepkisini çekmişti.

Başkan Biden seçim kampanyası sürecinde Trump yönetiminin elçiliği Kudüs’e taşımasını eleştirmesine rağmen başkan seçilirse bu kararı geri çevirmeyeceğini açıklamıştı. Dışişleri Bakanı Blinken de geçen hafta Senato’da gerçekleştirilen onaylama toplantısında Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu kabul ettiğini ve elçiliğin yerinin değiştirilmeyeceğini beyanetmişti. Biden, Filistinliler ile daha yakın ilişki kurmak için Doğu Kudüs'te bir ABD konsolosluğu açma önerisindebulunmuştu ancak bu konuda henüz bir adım atılmış değil.

Subscribe to SETA Spot on Weekly Bulletin